AMELİYATHANE KABUSUM
Birazdan neler olacağını tam olarak bilememenin tedirginliği var içinizde...
Asansörler, koridorlar aşarak geldiniz. Ameliyathane kapısındasınız. Tekerlekli bir yatağın üzerindesiniz. Şifreli kapı açılıyor. İçeriye alınıyorsunuz.
Birlikte geldiğiniz hemşire ve personel sizi içerdeki meslektaşlarına teslim edip dönüyor. Kapı kapanıyor.
Bir anda dış dünyayla tüm bağlantınız kesiliyor. Daha önce hiç görmediğiniz bir yerde, hiç tanımadığınız insanlarla karşı karşıya buluyorsunuz kendinizi;
(•!•) A-M-E-L İ-Y-A-T-H-A-N-E (•!•)
Üzerinizde olağan giyim tarzınıza hiç uymayan, cepsiz, tek kullanımlık, tek kat ince bir önlük var. Kimlikleriniz, kartvizitiniz, kredi kartlarınız, cep telofonunuz, hiçbiri yanınızda değil.
Yakınlarınız odada kaldı. Ameliyata karar verirken dinlediğiniz yatıştırıcı sözler, telkinler uçup gitti çoktan.
Şaşkın ve yalnızsınız.
Bir sedye üzerinde labirent gibi koridorlarda ilerliyorsunuz. Yattığınız yerden sadece tavana bakabiliyor, bilmediğiniz bir yere doğru götürülüyorsunuz. Soğuk ve kasvetli duvarlar karşılıyor sizi. Hiç pencere yok. Burası dışarıya hiç benzemiyor.
Bir sedye gelip-geçiyor yanınızdan. Ameliyattan yeni çıkmış bir hasta olmalı. Ameliyat sonrası nasıl oluyor acaba? Anlamaya çalışıyorsunuz, nafile. Hiçbir şeyden emin olamıyorsunuz.
İçerisi sanki özellikle soğutulmuş gibi. Biraz üşüyorsunuz. Etrafınız, başları boneli, yüzleri maskeli, yeşil giysili insanlarla dolu. Hepsi aynı. Sadece gözleri ayırt edebiliyorsunuz.
Kulağınız kirişte ama hiçbir şey anlamıyorsunuz. Çünkü bilmediğniz kelimelerle konuşuyorlar. Hiç kimseyle bir kontak kurmanın imkanın yok. Bir tek cerrahı tanıyordunuz, o da ortalıklarda yok.
Genişce bir odaya alınıyorsunuz. Hastaneli filmlerden hatırladığınız ışıklar beliriyor tepenizde. Maskeli insanlara aşağıdan bakmanın ürkütücülüğünü farkediyorsunuz. Kan kokusu alır gibi oluyorsunuz bir yandan. Gözleriniz fal taşı gibi açılıyor.
Serumlarınıza bir şeyler katılıyor, etraf yavaş yavaş kararıyor. Kötü bir şeyler olacağı duygusu kaplıyor içinizi. İrkilir gibi oluyorsunuz. Çok geç... Şimdi de kollarınız, bacaklarınız bağlanıyor. Kaçıp kurtulmayı düşünüyorsunuz.
Ama nasıl??
Çıkışı bilmiyorsunuz?
Yarı çıplaksınız!
ΖíλπíπíΖ þμ⌊αηïκ ∀
***
Durun kaçmayın! Bu kötü bir rüyaydı sadece.
Tedirgin olmamak mümkün değilse de, bu denli korkmanızı gerektirecek bir şey yok aslında. Oradaki herkes sizi bir şekilde tanıyor. Dosyanız ve isim bilekliğiniz, kimliğiniz gibi. Adınız, teşhisiniz, olacağınız ameliyatın türü, hepsi birkaç kez kontrol edilecek.
Ameliyat başlamadan önce en az 5-10 dakika hazırlık dönemi var. Sizinle hiç olmazsa birkaç cümle ahbaplık edecek birkaç görevli mutlaka çıkacaktır.
Hazırlıkların bir aşamasında cerrahınız gelip, bir merhaba deyip içinizi rahatlatacak. Ameliyat odasında cerrahla beraber en az 5-6 kişi daha çalışıyor olacak.
Eğer yapılacak ameliyat çok sıra dışı bir ameliyat değilse yapılacaklar zaten belli. Sizin için kimin ne zaman ne yapacağı önceden planlanmış durumda.
Oradaki herkes daha önce yüzlerce kez yaptığı bir şeyleri bir kez de sizin için tekrarlıyor olacak. Ama sizin canınızın biricik olduğunu unutmadan...
Ameliyat olmak her şeyden önce bir teslimiyet işi. Güvenin ve kendinizi rahat bırakın. Ameliyathane şefkatli bir yerdir.
Panik yapmayıp sakin olursanız, aslında birçok insanın birden sizin rahatınız için bir şeyler yapmaya çalıştığını hissedeceksiniz.
Herkesin size odaklanarak çalıştığını fark edeceksiniz. Kimi sizi sedyede taşıyor, kimi yaşamsal fonksiyonlarınızı kontrol ediyor, kimi ameliyatınız için kullanılacak malzemeleri hazırlıyor, kimi sizi uyutacak, ağrı duymanızı önleyecek şeyleri planlıyor olacak.
Etraftaki sesleri ve görüntüleri takip etmeye çalışmayın. Tedirginliğiniz artar. Eğer genel anestezi alarak ameliyat olacaksanız zaten birkaç dakika sonra ağrısız sızısız derin bir uykaya dalacaksınız.
Ameliyat tamamlanıncaya kadar uyuyacaksınız. Zihninize kaydolmayacak birkaç saat yaşayacaksınız. Belki bu anları da hiç hatırlamayacaksınız...
Eğer bilinciniz açık, lokal uyuşturmalı veya sadece belden aşağısı uyuşturularak yapılan bir ameliyat oluyorsanız, uyanıksanız, zihnen ameliyat dışında bir şeylere odaklanmaya çalışın. Zaten sizden sessiz ve hareketsiz kalmanız dışında hiçbir şey beklenmeyen bir zaman dilimi yaşıyor olacaksınız.
Ameliyat sırasında geçen zamanı
sadece hayal kurmanız için ayrılmış dakikalar olarak kabul edin.
Hep gidip görmek istediğiniz yerleri düşünün mesela.
Kendinizi hayallerinize, rüyalarınıza bırakın, g e v ş e y i n . . .