HASTALARIMIZA #2

Sağlık alanının doğası gereği muayene sürelerinin, ameliyat sürelerinin standardize edilmesi zordur. Sık sık randevu saatleri sarkabilir. Hastalar çoğu zaman kendilerinden önceki hastaların işlerinin bir an önce bitirilip sıranın kendilerine gelmesini beklerler.

Hasta-hekim ilişkisi sadece profesyonel bir iş ilişkisi (hizmet alım-satımı) olarak kabul edilemez. Bu aynı zamanda insan-insana bir dostluk ilişkisi olarak da algılanmalıdır. Başka türlüsü sağlığı bozar. Hastanınkini de hekiminkini de.

Önce sizi hastaneye getiren şeyden başlayın, sizi en çok rahatsız eden şikayetten bahsedin, yakınmalarınızın özelliklerini sıralayın.

Doktorla yapacağınız görüşmenin başında, önceden gittiğiniz doktorları, hastaneleri, sizin için yapılan tetkikleri, çekilen filmleri birkaç dakikalığına unutun. Duyduğunuz tıbbi ifadeleri ve hastalığınız hakkındaki tahminleri bir kenara bırakın. Öncelikle yapmanız gereken şey olabildiğince kendinize has bir üslupla şikayetlerinizi anlatmaktır.

Tüm sosyal ilişkiler başlarken olduğu gibi hastayla hekim karşı karşıya geldiği anda da önce bir tanışma ve konuşma olmalıdır. Muayene başlarken yapılacak en kötü şey, hiç konuşmadan doktorun önüne bir tomar tetkik ve film raporu konmasıdır.

Elbette eski sonuçlara bakılacaktır. Ama sırası geldiğinde.

Şikayetlerinizi anlattıktan ve muayene olduktan sonra doktorunuza sizde hangi bulguları tespit ettiğini sorun. Bu bulguların ne anlama geldiğini öğrenin. Açıklamada bilmediğiniz tıbbi terimler geçiyorsa anlayabileceğiniz şekilde ifade edilmesini talep edin.